15 ülkeden 76 bilim insanı tarafından gerçekleştirilen ve insan kaynaklı karbondioksit emisyonlarını ve bu gazların dağılımını inceleyen Küresel Karbon Bütçesi raporu, küresel karbondioksit emisyonlarının 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da artmaya devam ettiğini, 2018 yılındaki yüzde 2’lik bu artış ile küresel emisyonların rekor kıracağını gözler önüne seriyor.

Özellikle doğal gaz ve petrol kullanımının artmaya devam etmesi bunun temel nedeni olarak gösteriliyor.

Raporda en yüksek emisyon değerlerine sahip 10 ülke Çin, ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Suudi Arabistan, Güney Kore ve Kanada olurken, AB28 ülkeleri üçüncü sırada yer aldı.

KATOWİCE TOPLANTISI

Açıklama, ülkelerin bu yılki Birleşmiş Milletler iklim müzakereleri (COP24) için bir araya geldiği Polonya’nın Katowice şehrinde yapıldı.

Raporda düşük karbonlu teknolojilerdeki hızlı büyümenin, küresel emisyonların inişe geçmesi için henüz yeterli olmadığı gibi, Paris Anlaşması’nın “2°C derecenin altında” hedefi doğrultusunda emisyonların sert bir biçimde aşağıya çekilmesi hedefi için de yetersiz kaldığına işaret ediyor.

Batı Anglia Üniversitesi, Tyndall İklim Değişikliği Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Corinne Le Quéré, “2018 yılında fosil yakıtlardan kaynaklanan CO2 emisyonlarındaki artış bizi şu anda 1,5°C derecenin oldukça üstünde bir ısınma patikasına sokuyor. Yenilenebilir enerjiye destek verilmesi yeterli değil. Fosil yakıtlardan kademeli olarak çıkılması ve karbonsuzlaştırma çabalarının ekonominin tamamında yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.

Rapora göre küresel CO2 emisyonlarındaki bu artış, Paris Anlaşması hedeflerini de tehlikeye sokuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC  küresel ısınmanın 2°C derecenin oldukça altında tutulması için emisyonların 2030 itibarıyla yaklaşık olarak yüzde 20 azaltılması ve 2075 itibarıyla sıfırlanması gerektiğinde ısrarcı.Küresel ısınmanın 1,5°C derecenin oldukça altında tutulması için ise, emisyonların 2030 itibarıyla yüzde 50 oranında azaltılması ve 2050 itibarıyla sıfırlanması gerekiyor.

FOSİL KAYNAKLI EMİSYONLAR ARTIYOR

Fosil kaynaklı (fosil yakıtlar, sanayi ve çimento) küresel CO2 emisyonlarındaki artışın 2000’li yıllarda yılda yüzde 3’ün üzerinde seyrederken, 2010’lardan itibaren yavaşladı ve 2014-2016’da hafif bir artış haricinde sabit kaldığına işaret eden raporda, kömür kullanımındaki ve bireysel ulaşım, taşımacılık, havacılık ve gemicilikteki talep artışına bağlı olarak yaşanan küresel enerjideki -ve özellikle de petrol, doğal gaz ve kömürdeki-  büyümenin, karbonsuzlaştırma çabalarının önündeki en büyük engellerden biri olduğu hatırlatılıyor.

Future Earth Genel Direktörü Amy Luers  bu konuda “Küresel emisyonların artmaya devam etmesi son derece endişe verici. Kısa süre önce yayınlanan ve 1,5°C derecelik ısınmanın risklerini konu alan IPCC raporu, bilimsel araştırma yapan birçoğumuz için bile ciddi bir uyarı niteliğindeydi. Bu son derece ciddi bir haber zira emisyonlarımızı kat kat azaltmak için yeterli teknoloji, bilgi ve işbilirlik düzeyine sahibiz. İklim değişikliğiyle mücadele artık bir kazan-kazan durumudur. Geriye kalan, bizi başarıya taşıyacak yolda ilerlemeye başlamaktır” diyor.

 ÇİN VE HİNDİSTAN FAKTÖRÜ

Rapora göre, her ne kadar küresel kömür kullanımı, tarihteki en yüksek düzeyinin hala yüzde 3 altında bile olsa, 2018 yılında Çin ve Hindistan’ın enerji tüketimindeki büyümeye bağlı olarak artması bekleniyor. Petrol ve doğal gaz tüketimi son on yılda neredeyse hiç hız kesmeden arttı. Doğal gaz kullanımı, kömür tüketimindeki düşüş ve sanayide doğal gaz talebinin artmasıyla birlikte artışa geçti. Petrolün başlıca kullanım alanları ise bireysel ulaşım, kargo, havacılık, gemicilik ve petrokimya sektörlerinden oluşuyor.

Oslo CICERO Araştırma Direktörü, bütçenin yazarlarından ve çalışmalardan birini yöneten Glen Peters: “2017’deki emisyon artışı bir kereye mahsus bir durum olarak görülebilirdi ancak 2018’de daha da büyük bir artış yaşandı. Dünyanın, 2015’te Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflerle uyumlu bir patikaya yönelme görevinde başarısız olduğu son derece aşikar” dedi.

TÜRKİYE SONUÇLARI

Türkiye’den de sonuçlar içeren rapora göre, Türkiye’de de 2018 yılında emisyonlarda artış görüldü. 2000 ile 2017 arasında Türkiye’nin kömür kaynaklı emisyonları yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüme kaydederken, petrolde ise bu oran yüzde 6,2 olarak gerçekleşti.

Rapora göre fosil yakıt ve sanayiden kaynaklanan küresel karbondioksit emisyonlarının, 2017’deki artışın ardından 2018’de de yüzde 2 artarak yeni bir rekor düzeye çıkması bekleniyor.

BAZI İYİ HABERLER

Öte yandan raporda bazı iyi haberlere de yer verildi: Küresel emisyonların yüzde 20’sini teşkil eden 19 ülkede, son on yılda emisyon değerleri GSYİH’da küçülme yaşanmadan düştü. Bu 19 ülke  ABD, Aruba, Barbados, Birleşik Krallık, Çekya, Danimarka, Fransa, Grönland, Hollanda, İsveç, İsviçre, İzlanda, İrlanda, Malta, Özbekistan, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Trinidad ve Tobago’dan oluşuyor.

2018 KARBON BÜTÇESİNDEN SATIR BAŞLARI

  • Atmosferik CO2 yoğunluğunun 2018 ortalamasının sanayi öncesi döneme göre yüzde 45 artarak, 407 ppm’e çıkması bekleniyor.
  • Küresel emisyonların yüzde 27’sini teşkil eden Çin emisyonlarının 2018 yılında yüzde 4,8 oranında (yüzde 2-yüzde 7,4) artması ve yeni bir rekor kırması bekleniyor. Çin emisyonlarında görülen bu yeni büyümenin inşaat faaliyetleri ve ekonomik canlanma ile yakından ilişkili olduğu düşünülüyor.
  • Küresel emisyonların yüzde 15’ini teşkil eden ABD emisyonlarının, birkaç yıllık bir düşüşün ardından 2018 yılında yüzde 2,5 civarında (yüzde 0,5-yüzde 4,5 aralığında) büyümesi bekleniyor (Uluslararası Enerji Ajansı-IEA verilerine göre). Bu büyümenin başlıca nedeni ise, hava koşullarına bağlı olarak kış aylarında ısınma ihtiyacının ve yaz aylarında soğutma ihtiyacının artması gösteriliyor. ABD emisyonlarının 2019 yılında tekrar düşüşe geçmesine dair öngörü ise ucuz doğal gaz, rüzgar ve güneş enerjisinin kömürün yerini almaya devam edeceğine işaret ediyor.
  • Küresel emisyonların yüzde 7’sini teşkil eden Hindistan’ın emisyonlarındaki güçlü artışın 2018 yılında da (yüzde 4,3-yüzde 8,3 aralığında) yüzde 6,3 ile devam etmesi beklenirken, tüm fosil yakıtlarda da büyüme bekleniyor (kömür +yüzde 7,1, petrol +yüzde 2,9 ve doğal gaz +yüzde 6).
  • Küresel emisyonların yüzde 10’unu teşkil eden AB emisyonlarının 2018’de (-yüzde 2,6 ile +yüzde 1,3 aralığında) yüzde 0,7 oranında düşmesi bekleniyor. Bu oran, 2004-2014 yılları arasında devam eden yüzde 2’lik düşüş oranının oldukça altında.
  • Küresel emisyonların yüzde 42’sini teşkil eden diğer ülkelerden kaynaklanan emisyonların ise 2018’de (yüzde 0,5-yüzde 3 aralığında) yüzde 1,8 oranında artacağı öngörülüyor.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.