Rüzgar enerji kapasitesinin %90’ınını karadan elde eden Avrupa, 2050 yılına kadar 750 GW kurulu kara rüzgarı gücünü hedefliyor. Yerel enerji kaynağı kara rüzgarlarında Türkiye’nin de söz sahibi olabileceğini aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, ülkemizde yaklaşık 17 bin kişinin istihdam edildiği rüzgar enerjisine desteğin gerektiğini belirtiyor.

Geleceğin enerjisi olarak görülen rüzgar, yeni enerji üretimleri arasında en ucuz kaynağı oluşturuyor. Özellikle karadan esen yerel kaynağın ekonomik buhranlarda bile sağladığı faydalar ülkelere her açıdan ciddi avantajlar sağlıyor. Öyle ki, kara rüzgarında önemli paya sahip olan Avrupa, 2050’ye kadar 750 GW kurulu kara rüzgarı enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedefliyor.

Avrupa’da rüzgar enerjisinin yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sağladığını ve rüzgar santralleri yakınında yaşayanların yaklaşık %80’inin de rüzgar enerjisini desteklediğini belirten Ülke Enerji’nin Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, sahip olduğu 8,3 GW kurulu rüzgar enerjisi kapasitesinin tamamını karadan alan Türkiye’nin, yerel enerji kaynağı rüzgarın sağladığı faydalara inanarak destek çıkması gerekiyor.

TÜRKİYE’DE 17 BİN, AVRUPA’DA 300 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR

Sağladığı istihdam ile gelecekteki meslekler arasında kendine yer edinen rüzgar enerjisi hem Türkiye’de hem de Avrupa’da önemli bir ekonomiye kaynak oluşturuyor. Rüzgarın enerjiye dönüşmesini sağlayan türbinlerin üretiminde, santrallerin işletilmesinde ve türbinlerin bakımlarında birçok kişi yer alırken, Avrupa’da 300 bin, Türkiye’de ise yaklaşık 17 bin kişi rüzgar enerjisi alanında istihdam ediliyor.

Avrupa’da rüzgarın ekonomiye 37 milyar euro destek sağlayabildiğine dikkat çeken Ali Aydın, üretiminin ucuz ve yerel olduğu, yarattığı ekonomik alan ile fark yaratan ve en çevreci enerji kaynağı olabilen rüzgara ülkemizde de desteğin giderek artmasının gerektiğini belirtiyor.

Rüzgar enerjisi üzerindeki tanımlamaları sonuna kadar verebilen bir enerji olarak yoluna devam ediyor. Sera gazı yaymaması, çevresindeki habitat ve türler üzerindeki minimum etkisi, suyu kirletmemesi, kara rüzgarı enerjisinin çevreciliğini ortaya çıkardığını belirten Ali Aydın, bir rüzgar türbinin %85-90’ının geri dönüştürülebilir olduğunu aktarıyor.

Rüzgar türbinlerinin standart ömürlerinin 25 yıl olduğunu ve teknolojinin etkisiyle de daha az türbin ile daha fazla enerji çıktısının alınabildiğini ifade eden Aydın, rüzgar enerjisi sektörünün gelirinin bir kısmını Ar-Ge’ye yatırdığını ve enerji kaynakları arasında en teknolojiye açık kaynak olduğunu dile getiriyor.

SÖZ SAHİBİ OLMAK İÇİN DESTEK GEREKİYOR

Ülkemizde özellikle mevcut yenilenebilir enerji santrallerine mali destek ve yeni projelere de kredi finansmanı sağlayan YEKDEM’e başvuruların Aralık ayında son bulacağına dikkat çeken Ali Aydın, türbin temininde yaşanan sıkıntıların yeni projelerin bitiş tarihini etkileyeceğini ve finansman için YEKDEM’e yetişememe durumlarının olduğunu belirtiyor.

Rüzgar yatırımlarındaki bu olumsuzluğun giderilmesi adına Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) rüzgar enerjisi sektörü adına yetkili kurumlardan talep ettiği “mücbir sebep” kararına destek verdiklerini de belirten Aydın, ülkemizin temiz enerjisinin gerilememesi ve kara rüzgarında söz sahibi olabilmesi için buna ihtiyaç olduğunu ifade ediyor.

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.