Bu yılın başlarında İngiltere hükümeti, çıkarılan özel bir yasayla 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma taahhüdünde bulunurken Kuzey Batı Hidrojen İttifakı (NWHA) isimli kuruluş Başkanı Profesör Joseph Howe, “Net sıfır karbon emisyonlarına ulaşmada hidrojenin önemi göz ardı edilemez” dedi.

Kuzey Batı Hidrojen İttifakı 2040 yılına kadar dünyanın ilk sıfır karbonlu bir sanayi bölgesini oluşturmayı hedefleyen ve hükümetin 130 milyon sterlinlik fonla desteklediği projelerden birine

teklif vermiş durumda. Shell’in içinde yer aldığı İttifak içinde ayrıca Atkins/SNC-Lavalin, BOC, Cadent, Costain, Peel Environmental isimli kuruluşlar da bulunuyor.

Batı İttifakı konuyla ilgili yazdığı mektupta Boris Johnson hükümetinin İngiltere’de hidrojen ekonomisi geliştirilmesi konusunda Theresa May hükümetinin attığı adımları desteklemesini isteyerek hidrojenin sıfır karbonlu sanayi bölgesi hedefine ulaşmada hayati bir rol  üstlendiğine vurgu yaptı.

Hidrojen gündemin ilk sıralarında

NWHA Başkanı Profesör Joseph Howe, “Bazıları İngiltere’nin net sıfır karbon hedeflerine nasıl ulaşabileceğini görmenin olanaksız olduğunu söyleyebilir. Biz Kuzeybatı’da, Birleşik Krallık geneline yaygınlaştırılabilecek bir hidrojen ekonomisi geliştirmek için yıllardır çalışıyoruz. İhtiyacımız olan tüm unsurlara sahip olduğumuz için şanslıyız – endüstri, altyapı ve bunu gerçeğe dönüştürecek inovasyonlar.

Hidrojen şu anda gündemin en üst sırasına çıkmış durumda ve sektörde en geniş şekilde enerji miksinin en hayati ögelerinden biri olarak kabul ediliyor. Bölgede bu alana yatırım yapmaya hazır özel sektör var. Ve hükümetin de desteğiyle sadece bölge için değil tüm Birleşik Krallık için enerji dönüşümünü sağlayacak yeterli unsurlarımız var” dedi.

Sadece konuşmuyor, aynı zamanda gerçekleştiriyoruz

Otto Simon  isimli kuruluş karışım ve saf haldeki hidrojenden bir yakıt olarak yararlanmayı içeren  projeler üzerinde çalışıyor. Şirketin üst düzey yetkililerinden biri olan Peter Creer açıklamasında “İçinde bulunduğumuz zamanda Kuzeybatı’da  gerçekten heyecan verici hidrojen temelli projeler vuku buluyor.

Hidrojen ekonomisini nasıl geliştiririz gibi bir konuyu konuşmuyor, hali hazırda gerçekleştiriyoruz da. Bu konuda inovasyon anlamında uzun bir mirasa ve geleneğe sahibiz ve de gerekli insan gücü kadromuz da hazır” dedi.

Tuz mağaraları ve hidrojen depolanması

Öte yandan gaz depolaması konusunda deneyimli Storengy isimli kuruluştan Duncan Yellen hidrojen depolanmasının bu süreçte en önemli konu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Hidrojen depolaması, yapbozun önemli bir parçası ve enerji taleplerine cevap verme esnekliği sağlıyor ve kaynaklarımızdan en iyi şekilde yararlanmamızı sağlıyor.

Kuzeybatı çok büyük miktarlarda hidrojen depolayabilen tuz mağaralarıyla eşsiz bir jeolojiye sahip.  Zaten yıllardır bu tuz mağaralarını gaz depolamak için kullanıyoruz. Ve şimdi buraların ekonomiyi karbonsuzlaştırma öyküsünün bir parçası nasıl olur konusuna kafa yoruyoruz.”

Content Protection by DMCA.com

Bir Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.